top of page

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanma Suçu

Mustafa Burak KAŞKA

İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi

A.GİRİŞ:


Günümüz çağında bilişim teknolojisi oldukça gelişmiştir. Bu gelişmelerden hukuk düzeni de hiç şüphesiz etkilenmektedir. Gelişen bilişim teknolojisi hukuk düzeni içerisinde kendine genişçe yer bulmaktadır. Bilişim teknolojisi ticareti, ekonomiyi, sosyal hayatı vb. etkilediğinden dolayı da hukuk alanında kendine yer bulmaktadır. Hukuk ve diğer alanlarda bilişim etkili olduğu için ortaya yeni suç tipleri çıkmaktadır. Bu sebeple, özellikle bu teknoloji kaynağını oluşturan ülkeler başta olmak üzere, pek çok devlet bilişim alanında yasal düzenlemelere gitmiş, mevzuatlarını teknolojinin gerektirdiği biçimde değiştirme çabasına girmişlerdir.[1] Bilişim alanında suçlar Türk Ceza Kanunun da 10.bölümde bilişim alanı suçlar başlığı alanında düzenlenmiştir birde bazı suç tiplerinde örneğin dolandırıcılıkta nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. Hukuktaki gelişmelerle birlikte bilişim alanındaki suç tipine Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu düzenlenmiştir. Ceza Kanunun 245. maddesinde şöyle tanımlanmaktadır :



(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.


(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.


(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.


(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.


(5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.[2]


5237 sayılı TCK’nın 245.maddesi, 765 sayılı TCK’nın 525/b.2 maddesindeki bilişim sistemi aracığıyla hukuka aykırı yarar sağlamak suçu içerisinde değerlendirilen ‘ banka veya kredi kartlarının yetkisiz kullanımı eylemi ile örtüşmektedir.’[3] Bu konuda değişik görüşlerde bulunmaktadır. Yargıtay bu konudaki tartışmaları sonlandırmak için 10.04.2001 tarih ve 2001/ 76-30 E; 2001/K sayılı ilamı[4] ile hangi eylemlerin bilişim sistemleri yolu ile hukuka aykırı yarar elde edilmesi olduğu belirlenmiştir.


B.KORUNAN HUKUKİ YARAR:

Suç tipinde korunan hukuki yararın karma niteliktedir. Bu suçta birden fazla hukuki yarar korunmaktadır.[5] Bu suç tipinde en başta korunan hukuki yarar kişinin malvarlığı hakları olduğunu söylemeliyiz çünkü hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarının bazı özellikleri ile uyuşmaktadır. Bu suç tiplerinde de malvarlığı hakları korunduğu için bu suç tipinde de malvarlığı korunmaktadır. Başka olarak bu suç tipinde korunan hukuki yararın kişilerin ticari yaşantılarını ve bankanın haklarını ve bankaya karşı kişinin de haklarını koruduğunu söylemek pekte yanlış olmasa gerek. Kanun sistematiğine baktığımızda bilişim alanında düzenlendiği için bu suç tipi elbette bilişim sistemlerinde korunmasını içermektedir.


C.SUÇUN MADDİ UNSURLARI:

1- Fail:

Bu suç tipinde herkes fail olabilir. Herhangi bir özel kriter aranmamıştır. TCK 37.maddesinin kriterlerini sağlayan bu suç tipinin faili olabilir. TCK 245/1 bakımından suçun faili, kartın kullanıcısı dışında herhangi bir kişi olabilir.[6] Özgü bir suç türü değildir. Bundan dolayı fail açısından özel bir kriter aranmamaktadır. Bu suç türünde fail başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kişiye fail denilmiştir.

Failin yararı bizzat kendine yapmış olma şartı yoktur. Kanunda da dediği gibi kendine veya bir başkasına yarar sağlamak maksadıyla demektedir. Bundan dolayı fail başkasına da yarar sağlarsa bu suç tipinin faili olabilir. TCK 245/2’e göre herkes bu suç türünün faili olabilir. Üçüncü fıkrasında kendisine veya başkasına yarar sağlayan herkes bu suç türünün faili olabilir. Başkasına yarar sağlanıyor ise iştirak hükümleri uygulanır ve yarar sağlanan kişide iştirak hükümleri uyarınca cezalandırılır. Suçları kanunda da söylendiği gibi gerçek kişiler işleyebilir. İşlenen suçlarda fail tüzel kişi olamaz bundan dolayı tüzel kişiler fail olamaz. TCK 246’a göre tüzel kişiye haksız menfaat sağlanıyor ise tüzel kişiler hakkında onlara özgü güvenlik tedbiri uygulanır.


2- Mağdur:

Bu suç türü özgü bir suç türü olmadığı için fail açısından da denildiği gibi mağdur bakımından da özel kriterler aranmamaktadır bundan dolayı bu suç türünde herkes mağdur olabilir. Suçun mağduru açısından değerlendirme fıkra fıkra yapılmalıdır. Birinci fıkraya göre bu suç türünün mağduru haksız olarak kartı kötüye kullanılan malvarlığında azalma meydana gelen kart sahibi olacaktır. Bankanın ya da ilgili kurumun malvarlığında bir azalmaya yol açmadığına göre, bu kurumların suçun mağduru olduğu söylenmeyecektir ama bankanın ticari itibarı zarar gördüğü göz önünde bulundurduğunda bu kurumlar suçtan zarar gören durumdadır.[7] İkinci fıkraya göre sahte banka veya kredi kartını üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek olduğu düzenlenmiştir. Yargıtay bu fıkraya göre kart henüz açılmamış, kullanılmamış olması nedeniyle kart hesap sahibinin değildir. Bunu çıkarma yetkisine sahip bankadır bundan dolayı bu fıkrada düzenlenen suçta mağdur Yargıtay’a göre bankadır. Üçüncü fıkra ise sahte banka ve kredi kartını kullanarak kendisine yarar sağlama suçunun mağduru ise kendisine ait banka veya kredi kartında sahtecilik yapılarak kullanılan kartın sahibi ile bu kartı üreten bankanın kendisidir.[8]


3- Suçun Konusu:

Bu suç türünün konusu oluşturan başlıca şey insan veya şeydir ancak suçun asıl konusunu banka kartları ile kredi kartları oluşturur. Banka kartının tanımı 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi kartları kanunun 3.maddesinin d bendinde yapılmıştır. Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan karttır. Banka kartına yapılan işlemler para çekme başka hesaba havale yapma eft yapma gibi bankanın taşıyıcıya sunduğu hizmettir. Kredi kartının tanımı ise iki yerde yapılmıştır. TCK 245 maddesinin gerekçesine göre; kredi kartı, banka ile kendisine kart verilen kişi arasında yapılmış bir sözleşme gereğince, kişinin bankanın belirli koşullarla sağladığı kredi olanağını kullanmasını sağlayan araçtır.[9] 5464 sayılı kanuna göre ise kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kart veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarası olarak tanımlanmıştır. Kişiye aralarında sözleşme uyarınca mal alımı, hizmetlerden yararlanma ve nakit ihtiyacını karşılamak için imkanlar sunmaktadır.


4- Fiil, İlliyet bağı, Netice:

TCK 245.maddesinde 3 ayrı suç bulunmaktadır bunlar:

- Başkasına ait banka veya kredi kartı ile yarar sağlama suçu ( TCK m. 245/1 ):

Bu suç türünün oluşması için fail başkasına ait kartı ele geçirecek veya elinde bulunduracak, bu kartı kullanması veya başkasına kullandırması gerekir, bunun sonucunda kendine veya bir başkasına haksız bir yarar sağlamalıdır bu şartları sağlar ise bu suç türü oluşur. Bu şartları incelemek gerekirse öncelikle bu suç türünün oluşması için fail başkasının kartını elinde bulunduracak veya başkasının kartını ele geçirmiş olması gerekir. Ne şekilde alındığı önemli değildir. Başta rıza ile vermiş olabilir geri alınmamış olabilir veya hileli davranışla alabilir bu şarta ne şekilde alındığı önem taşımamaktadır. Başka şarta ise kartın sahibinin rızası dışında kullanması ya da başka birine kullandırılması fail kartı kullanarak ya kendine ya da dolaylı yolla bir başkasına yarar sağlar. Önemli olan nokta yarar kelimesidir. Yararı kartı kullanarak ya da bir başkasına kullandırarak elde edilmelidir. Bu nedenle, kart değil de kart üzerindeki bilgiler kullanılarak bir yarar elde edilmiş ise (örneğin başkasına ait kredi kartı üzerindeki bilgiler kullanılmak suretiyle internet üzerinden alışveriş yapılması), bu suç değil, TCK 244/4’te yazılı suç oluşur.[10] Yargıtay ise bu görüşün tersine bu durumda da TCK 245/1 oluşur demektedir.[11] Failin kullanması veya bir başkasına kullandırması mağdurun rızasının dışında gerçekleşmiş olmalıdır. Burada ifade edilen kendine veya başkasına yarar kelimesinden anlaşılması gereken şey maddi bir yarar olmalıdır. Fail yarar üzerinde tasarrufta bulunabiliyor ise suç tamamlanmıştır.


-Sahte banka kartı veya kredi kartını üretme,satma devretme, satın alma veya kabul etme ( TCK 245/2):

Bu suç türündeki eylemler seçimlik hareketli eylemlerdir. Seçimlik hareketlerden fail üretir,satar, devreder, satın alır veya kabul ederse ve başkasının banka hesabınla bağlantılı yapar ise bu suç türü fail açısından oluşur.


-Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan banka veya kredi kartından yarar sağlama:

Bu suç türünde kart sıfırdan sahte yapılabileceği gibi başkasına ait kullanılan geçerli bir kartın üzerinde kişiye ait bilgileri degiştirerekte bu suç işlenmiş olabilir. Bu kart kullanılmadırı yani faile bir yarar sağlamalıdır. O halde, sahte kart kullanıldığı halde, haksız yarar elde edilmemiş ise, bu takdirde bu suça teşebbüsten dolayı failin cezalandırılması gündeme gelir.[12] Kartı oluşturan ve kullanan aynı kişi olabilir veya farklı kişi olabilir. Kartı oluşturan ile haksız bir şekilde yarar sağlayan arasında birliktelik varsa iştirak hükümleri uyarınca TCK 37/1’den her ikisi de ayrı ayrı cezalandırılır. Eğer aralarında bir birliktelik yoksa kartı oluşturana TCK 245/2 ‘den kartı kullanan kişiye ise TCK 245/3’ten cezalandırma yoluna gidilir.


Ç. HUKUKA AYKIRILIK UNSURU:

Bu suç türü üzerinde durulması gereken husus rıza kavramıdır. Çünkü mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni mi yoksa tipikliği ortadan kaldıran bir neden mi bunun üzerinde durulması gerekir. Kanun maddesinde düzenlendiği için mağdurun rızası tipikliği ortadan kaldıran bir nedendir. 5237 sayılı TCK anlamında hukuka uygunluk sebepleri içinde yer alan meşru savunma, hakkın kullanılması ve kanun hükmünün yerine getirilmesi hukuka uygunluk sebeplerinin bu suç bakımından uygulanması mümkün görünmemektedir.[13] Hırsızlık,dolandırıcılık ve yağma suçlarında başka bir alacağı tahsil maksadı varsa cezada indirime gidilmesini gerektiren bir nitelikli haldir ama banka veya kredi kartını kötüye kullanılma suçunda ayrıca bu hususa yer verilmemiştir.


D. MANEVİ UNSUR:

Bu suç sadece kasten işlenebilir.Taksirle işlenebilmesi için kanunda düzenlenmesi gerektiği için ve kanunda düzenlenmediği için bu suç türü taksirle işlenemez. Olası kast ile işlenmesi mümkündür.Olası kast ile işlenirse bu suç türü faile TCK 21/2’e göre cezasında indirim yapılır.


E. KİŞİSEL CEZASIZLIK NEDENİ:

TCK 245/4 uyarınca TCK 245/1’e şahsi cezasızlık nedeni özel olarak düzenlenmiştir. Bunlar:

(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.[14]


Bu şahsi cezasızlık sebebi sadece TCK 245/1’e özel olarak düzenlendiği unutulmamalıdır. Hükümden anlaşılması gereken belirli bir akraba ilişkisi varsa fail ile mağdur arasında faili cezalandırmayı kanun koyucu kabul etmemiştir. Kanun koyucunun buradaki düşüncesi bu tür fillerin yarattığı zararın aile içinde giderilebileceği ya da bu tür fiillerin aile içinde mazur görülebileceği, aile içi barışı koruma düşüncesi olmalıdır.[15]


Kişisel cezasızlık nedeni eğer gerçekleşir ise hâkimin takdir yetkisi yoktur. Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere kişisel cezasızlık nedeni gerçekleşir ise cezaya hükmolunamaz. Öte yandan suç iştirak şeklinde işlemiş ise bu hal bir şahsi sebep oluşturduğundan diğer şerikin bu halden yararlanması mümkün değildir.[16]


F. ETKİN PİŞMANLIK:

(5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.[17] TCK 245/4’deki gibi aynı şekilde sadece TCK 245/1’e bu etkin pişmanlık hükümleri uygulanır. TCK 168’deki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için suç tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce failin, azmettiren veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. Bu şartları sağlar ise fail, azmettiren veya yardım eden etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanır. Kovuşturma başlamadan önce demektedir. CMK 2.maddesine göre kovuşturma iddianamenin kabulüyle başlar. İddianamenin kabulüne kadar geri verme veya tazmin gerçekleşmişse cezası indirilmelidir. Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadar indirilir.[18] Etkin pişmanlık cezayı ortadan kaldırmamaktadır faile, azmettirene veya yardım edene cezasında indirim uygulamaktadır. Etkin pişmanlık suç tamamlandıktan sonra söz konusu olur ama gönüllü vazgeçme ise suç tamamlanmadan kişi suçu işlemekten vazgeçer ise gönüllü vazgeçmeden bahsedilmelidir ve TCK 36.m hükümleri uygulanmalıdır eğer kişi tamam olan kısımda başka bir suç işlemiş ise sadece o suçtan cezalandırılır.


G.SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:

1- Teşebbüs:

Bu suç türü bakımından teşebbüs mümkündür. TCK’daki tanımına göre kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. TCK 245/1 ile TCK 245/3 suçlar neticeli suç olduğu için suçun tamamlanması için failin kendine veya bir başkasına haksız bir yarar sağlamış olması şarttır. Bundan dolayı fail icra hareketlerine başlamış ama elinde olmayan nedenlerle yarıda kalmış olabilir bunun sonucu olarak faile TCK 35.madde hükümleri uyarınca teşebbüsten ceza verilir.[19] TCK 245/2 ise sırf hareket suçu olduğu söz konusu hareketin yapılmasıyla tamamlanır.

2- İştirak:

Bu suç türü bakımından iştirak açısından genel hükümler uygulanır. Yargıtay bir kararında bu suç bakımından birlikte failliği şu şekilde izah etmiştir: “… olayın başlangıcından beri fikir ve eylem birliği içerisinde olan sanıklar Sinan, Ferhat ve Battal'ın adlarına oluşturulmuş kredi kartlarının kullanılması suretiyle haksız menfaat temini sırasında birbirlerinin yanında bulunmak suretiyle birbirlerinin fiillerine iştirak ederek…63”. Aynı karara göre “sanıklardan Cemil’in faillerin içinde bulunduğu aracı kullanması durumunda m.39/2 c” uygulanmalıdır.[20]

3- İçtima:

Bu suç türü bakımından TCK 43 zincirleme suç hükmü uygulanabilir. Burada zincirleme hükümleri uygulamak için dikkat edilmesi gereken nokta kartın sahibinin kim olduğudur. Aynı kişiye ait banka veya kredi kartını kullandığı durumda zincirleme suçun gerçekleştiğini söylemek gerekir. Yine aynı kişiye ait değişik bankaların banka veya kredi kartının kullanılması durumunda da zincirleme suç vardır.[21] Ancak Yargıtay’ın farklı görüşü vardır şöyleki: “Oluşa uygun kabule göre, fikir ve eylem birliği içerisinde bulunan sanıkların, sahte olarak oluşturulmuş kredi kartlarını yanlarına alarak, sanık Cemil tarafından kiralanmak suretiyle temin edilen otomobil ile Salihli ilçesine geldikleri, saat 20.00 sularında mağdur Serdar'ın işyerine sanıklar Sinan ile Ferhat girerek 1220 YTL değerinde iki adet cep telefonu ile 4 adet 250'lik kontör satın aldıkları, cep telefonlarının bedelini sanık Sinan adına, kontörlerin bedelini ise Ferhat adına oluşturulmuş sahte kredi kartları ile ödedikleri, buradan çıkan sanıkların kendilerini bekleyen diğer sanıklarla buluşup aldıklarını bıraktıktan sonra saat 20.40'da mağdur Ozan'ın işyerine giderek toplam 360 YTL değerindeki 3 adet cep telefonunu aldıkları ve ödemenin sanık Sinan adına oluşturulmuş sahte kredi kartı ile yapıldığı, tekrar diğer sanıklarla buluşup aldıkları cep telefonlarını bıraktıktan sonra bu defa sanıklar Sinan, Ferhat ve Battal'ın saat 21.10'da mağdur Murat'ın işyerine gelip toplam 1870 YTL değerinde 3 adet cep telefonunu aldıkları ve ödemeyi sanık Battal adına oluşturulmuş sahte kredi kartı ile yaptıktan sonra Salihli ilçesinden ayrıldıkları, mağdur Murat'ın kredi kartı slibinde “yurt dışı” ibaresini görmesi üzerine yaptığı araştırma sonunda kartın sahte olduğunun anlaşıldığı ve şikayet üzerine sanıkların aynı akşam saat 22.30'da Alaşehir ilçesinde sanık Cemil'in sevk ve idaresindeki otomobil içerisinde yakalandıkları, otomobilde yapılan aramada cep telefonlarının ele geçtiği, böylece olayın başlangıcından beri fikir ve eylem birliği içerisinde olan sanıklar Sinan, Ferhat ve Battal'ın adlarına oluşturulmuş kredi kartlarının kullanılması suretiyle haksız menfaat temini sırasında birbirlerinin yanında bulunmak suretiyle birbirlerinin fiillerine iştirak ederek 5237 sayılı TCK'nın 245/3. maddesinde düzenlenen “kredi kartının kötüye kullanılması” suçunu işledikleri, BU SUÇUN YAPILAN ALIŞVERİŞ SAYISINCA DEĞİL, HAKSIZ OLARAK KULLANILAN KART SAYISINCA OLUŞTUĞU VE SANIK SİNAN ADINA OLUŞTURULAN KARTIN 2 KEZ KULLANILMIŞ OLMASI NEDENİYLE SUÇUN TESELSÜL ETTİĞİ, sanık Cemil'in ise diğer sanıkların suçlarına aynı Kanun'un 39/2-c maddesi anlamında iştirak ettiği gözetilerek, sanıklar Sinan, Ferhat ve Battal'ın 5237 sayılı TCK'nın 37/1. maddesi, sanık Cemil'in ise 39/2-c maddesi aracılığıyla 245/3. maddesiyle iki kez 245/3 ve 43. maddeleriyle de bir kez mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması…“ (11.CD., T. 30.10.2006, 5208/8493).[22]

Üzerinde durulması gereken başka bir konu ise TCK 243/3’tür çünkü Fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde cezalandırılır şeklinde ifade edilmektedir. Bunun çözümü ise asli norm- tali norm ilişkisi olarak çözüme kavuşturulacaktır.


G.SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA:

Bu suç türünün soruşturması ve kovuşturması şikayette bağlı olmayan suçlardandır. Soruşturma ve kovuşturma Re’sen yürütülür. Bu suç türünde yapılması gereken işlem sadece ihbardır. İhbar savcılığa veya kolluk kuvvetlerine yapılır.


H. YAPTIRIM:

Bu suçu cezası TCK’ye göre üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. Hapis ve adli para cezası verilir bu suç türünde ikisi ceza olarak verilir. Tüzel kişiler bakımından kanunda da bulunan tüzel kişiler hakkında tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanır. TCK 245/2’nin yaptırımı ise üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. TCK 245/3’ün cezası ise dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.


I. GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME:

Bu suç türü bakımından görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise CMK 12.maddesine göre suçun işlendiği yer mahkemesine aittir.


İ. DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİ:

Bu suç türü bakımından zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suçun üzerinden süre geçmekle devletin cezalandırma hakkını kaybettiği ve davayı düşüren, soruşturma ve kovuşturma işlemlerine engel olan bir ceza hukuku müessesedir.[23]


ALINTILAR:

[2] https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf

[3] Dülger, Murat Volkan, Bilişim Suçları, Seçkin Yay, Ankara 2004, s. 251

[4] YCGK 10.04.2001 T. ve 2001/76-30 E; 2001/757 K-: ”Y... Bankası’nın Çiftehavuzlar şubesindeki ATM’nin, kart konulan bölümüne önceden kağıt yerleştiren sanığın, işlem yapmak isteyen şikayetçinin kartının sıkışmasını sağlayıp, böylece sistemle iletişimi ve isleme geçilmesini engellediği, yardımcı olmak bahanesiyle önceden anlaştığı arkadaşını cep telefonu ile arayarak şikayetçi ile görüşmesini sağladığı, kartını geri alabilmek, olmazsa kartın kullanımını iptal ettirebilmek umuduyla görüşen şikayetçiye banka görevlisi gibi davranan arkadaşının şifre kodlama işlemi sırasında şikayetçinin şifresini öğrendiği, onun ayrılmasından sonra da kredi kartını yuvadan çıkartıp Y. Bankası’nın anlaşmalı olduğu P.’nin iki ayrı şubesindeki ATM’den farklı tarihlerde toplam 600 milyon TL nakit kredi çektiği dosyadaki belge ve kanıtlardan anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın haksız olarak ele geçirdiği bir başkasına ait kart ve şifreyi kullanarak bir bankanın iki farklı şubesindeki ATM makinesinden para çekip hukuka aykırı yarar sağlaması eylemi TCY’nin 493/2. madde ve fıkrasındaki suçu değil aynı yasanın 525/b.2 madde ve fıkrasında düzenlenen bilgileri otomatik isleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak hukuka aykırı yarar sağlamak suçunu oluşturduğundan Yargıtay C. Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne karar verilmelidir.”

[5] https://www.tahanci.av.tr/banka-kredi-kartlarinin-kotuye-kullanilmasi-sucu/#:~:text=Su%C3%A7la%20korunan%20hukuki%20de%C4%9Fer%20karma,g%C3%BCven%20i%C3%A7inde%20bili%C5%9Fim%20sistemini%20kullanmas%C4%B1d%C4%B1r.

[6] Prof.Dr Durmuş Tezcan, Prof Dr Ruhan Erdem, Yrd.Doç Dr. R. Murat Önok, 15.baskı, Teorik ve pratik Ceza özel hukuku, seçkin yayınları İstanbul, s.1012

[7] Prof.Dr Durmuş Tezcan, Prof Dr Ruhan Erdem, Yrd.Doç Dr. R. Murat Önok, 15.baskı, Teorik ve pratik Ceza özel hukuku, seçkin yayınları İstanbul, s.1013

[8] https://kadimhukuk.com.tr/makale/banka-kredi-kartlarinin-kotuye-kullanilmasi-sucu-cezasi-tck-245/

[9] Prof.Dr Durmuş Tezcan, Prof Dr Ruhan Erdem, Yrd.Doç Dr. R. Murat Önok, 15.baskı, Teorik ve pratik Ceza özel hukuku, seçkin yayınları İstanbul, s.1013

[10] Prof.Dr Durmuş Tezcan, Prof Dr Ruhan Erdem, Yrd.Doç Dr. R. Murat Önok, 15.baskı, Teorik ve pratik Ceza özel hukuku, seçkin yayınları İstanbul, s.1013

[11] Oluşa uygun kabule göre, bir şekilde elde ettiği mağdura ait kredi kartı bilgilerini kullanarak cep telefonuna kontör yüklemek ve internet üzerinden alışveriş yapmak suretiyle haksız yarar sağlamak şeklinde gerçekleşen olayda; 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun 3/e maddesi uyarınca kredi kartının, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını ifade etmesi karşısında; eylemin TCK’NIN 245/1 maddesinde tanımlanan banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun oluşturacağı kabul edilmiştir. Yar.11.CD. , 4.6.2013, 2220/9277

[12] Özbek, Narmanlıoğlu Armağanı, s. 1053

[13] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/756859

[14] https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf

[15] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/756859

[16] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/756859

[17] https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf

[18] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/756859

[19] Prof.Dr Durmuş Tezcan, Prof Dr Ruhan Erdem, Yrd.Doç Dr. R. Murat Önok, 15.baskı, Teorik ve pratik Ceza özel hukuku, seçkin yayınları İstanbul, s.1018

[20] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/756859

[21] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/756859

[22] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/756859

[23]https://www.tahanci.av.tr/banka-kredi-kartlarinin-kotuye-kullanilmasi-sucu/#dava-zamanasimi-suresi


KAYNAKÇA:

Dülger, Murat Volkan, Bilişim Suçları, Seçkin Yay, Ankara 2004, s. 251

Prof.Dr Durmuş Tezcan, Prof Dr Ruhan Erdem, Yrd.Doç Dr. R. Murat Önok, 15.baskı, Teorik ve pratik Ceza özel hukuku, seçkin yayınları İstanbul.

Özbek, Narmanlıoğlu Armağanı


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
HAYVAN HAKLARININ ANAYASADAKİ YERİ

HAYVAN HAKLARININ ANAYASALARDA DÜZENLENMESİ Hayvan hakları geçmişten günümüze sürekli değişmekle beraber günümüze gelinceye dek de...

 
 
 

Comments


9_1.png

İstanbul Aydın Üniversitesi Florya Yerleşkesi, T blok, -3. Kat, Hukuk Kulübü odası

© 2023 by Istanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Kulübü

bottom of page