Black Lives Matter, George Floyd ve Trayvon Martin Davaları
- Hiza Dergisi Editörü
- 15 May 2022
- 4 dakikada okunur
Berril CEYHAN
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi
George Floyd Davası Nasıl Sonuçlandı?
ABD'nin Minneapolis kentinde, 25 Mayıs 2020'de siyah Amerikalı George Floyd'u öldürmekten suçlu bulunan eski polis memuru Derek Chauvin'in yargılandığı davada karar açıklandı.
Hennepin County mahkemesinde görülen duruşmada, Yargıç Peter Cahill, Chauvin'i 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. "Floyd ailesinin yaşadığı acıyı görmek zorundayız" diyen Yargıç Cahill, kararın ayrıntılı gerekçelerini açıklamadı, ancak 22,5 yıl hapis kararında kısmen bazı ağırlaştırıcı faktörlerin rol oynadığını söyledi. Yargıç, Chauvin'in "güven ve yetki konumunu kötüye kullanması" ve "George Floyd'a karşı gösterdiği zalim tutumu" bunlara örnek verdi.
Mart ve Nisan aylarında yapılan ve altı hafta süren ilk duruşmada, jüri üyeleri Chauvin'i ikinci derece, üçüncü derece cinayet ve ölüme sebebiyet vermekten suçlu bulmuştu.
Ne Olmuştu?
25 Mayıs 2020 tarihinde Minneapolis polis memurları 46 yaşındaki siyahi George Floyd'u bir market çalışanının 911'i arayıp polise Floyd'un sahte 20 dolarlık banknotla sigara aldığını söylemesinin ardından tutukladı. İhbar üzerine gelen polislerden biri olan beyaz polis memuru Derek Chauvin'in kelepçeli şekilde yere yüzüstü yatırdığı George Floyd'un boynuna 8 dakika 46 saniye boyunca diziyle bastırarak öldürdü.
Memurlar, Minneapolis Polis Departmanı'nın politikalarını ihlal eden ve Floyd'un kendisi ve izleyiciler yardım çağrısında bulunurken bile nefes alamamasına neden olan bir dizi eylemi meydana getirmişti.
Floyd'un ölümünden bir gün sonra, Minneapolis Polis Departmanı olaya karışan dört polis memurunun hepsini kovdu. 29 Mayıs'ta, Hennepin İlçesi avukatı Mike Freeman, Floyd'u yere çivileyen tanık videolarında en açık şekilde görülen memur Derek Chauvin'e karşı üçüncü derece cinayet ve ikinci derece adam öldürme suçlamalarını açıkladı. Chauvin'in, Floyd bilincini kaybettikten sonra ve sağlık görevlileri olay yerine geldikten sonra tam bir dakika 20 saniye boyunca dizini kaldırmadığı da belirlendi.
3 Haziran'da Hennepin İlçesi savcıları, Chauvin'e ikinci derece cinayet suçlamasıyla birlikte diğer üç eski memurun her birini ikinci derece cinayete yardım ve yataklık etmekle suçladılar.
Floyd'un defalarca "Nefes alamıyorum" dediğini gösteren video kayıtları sosyal medya platformları ve ana akım medyada yayıldı.

Tüm bu olanlarla birlikte dünya basını ve medya büyük bir hızla söz konusu vahşeti konuşmaya başladı. Başta ABD olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde ırkçılık karşıtı yürüyüşler ve protestolar düzenlendi. 2014’te Eric Garner’ın polis gözaltına alırken nefessiz kalması sonucu hayatını kaybetmesi üzerine Garner’ın “I can’t breathe” (nefes alamıyorum) sözleri hala hafızalardayken George Floyd’un aynı şekilde hayatını kaybetmesi sokakları bir kez daha hareketlendirdi. George Floyd’un nefes alamıyorum diye yalvarması uzun süre sloganlarda kullanıldı ve polislerin siyahlara karşı olan tutumu ülkede tekrardan büyük tartışma konularına sebebiyet verdi.
Black Lives Matter Hareketi Nasıl Ortaya Çıktı
Tabi ki bu ABD’de gerçekleşen ırkçılığa dayanan ilk saldırı değildi. Amerika Birleşik Devletleri’nin çok karanlık bir ırkçılık geçmişi var. Bu tutum sadece siyahilere karşı olmasa da en çok bu topluluğun ayrıştırıldığı bariz bir gerçektir. Köleliğin bitiminde gelen beyaz ve siyahlar için ayrı okullar, ayrı toplu ulaşım araçları, ayrı tiyatrolar, ayrı oteller, ayrı restoranlar vardı. İnsanları aşağılayan bu kararlar ayrıca yasalarla güvence altına alınıyordu. Amerika’da yasalar önünde artık herkes eşit ancak uygulamada bu konuda geçmişten kaynaklanan şüpheler hala akıllarda. George Floyd’un ölüm şekli de bu kuşkulara bir yenisini ekledi.1776 yılında kurulan ülkede, üzerinden 245 yıl geçmesine rağmen hala ırkçılık tartışmaları yaşanıyor. Ve bu tartışmalar en azından yakın zamanda sona erecek gibi de görünmüyor.
Fakat ABD için bu içler acısı ayrıştırma politikası inkâr edilen bir durum değil. Amerika Birleşik Devletleri'nin 44. başkanı Barack Obama bile "Bu ülkede, bir mağazada alışveriş yaparken takip edilme deneyimini yaşamayan çok az siyahi vardır. Buna ben de dahilim. Yoldan karşıya geçerken, arabaların kapılarının kilitlenmesi sesini duyma deneyimini yaşamayan çok az siyahi vardır. En azından senatör olmadan önce bu benim de başıma geldi. Bir asansöre bindikten sonra içerideki bir kadının çantasını endişeyle sıkıca kavradığı ve asansörden çıkana kadar da nefesini tuttuğuna şahit olmayan çok az siyahi vardır. Bunlar sıkça oluyor." ifadelerini kullanarak Afroamerikan toplumun maruz kaldığı ırk ayrımı hakkındaki düşüncelerini görevi sırasında paylaşmıştı.
Black Lives Matter (Siyahların Yaşamı Değerlidir) ABD'de yaşayan Afroamerikalılara karşı özellikle polis tarafından uygulanan şiddete ve ırkçılığa karşı kurulmuş sivil toplum hareketidir. Topluluk, ABD genelinde öldürülen siyahlar ve ABD yasalarındaki ırk ayrımı yapan ceza hukukuna karşı düzenleme talep ederek gösteriler düzenler.

Black Lives Matter hareketi, Trayvon Martin'in katilinin beraat kararına tepki olarak 2013 yılında meydana geldi. Alicia Garza’nın Facebook hesabında kullandığı yaşamımız değerli sözü adeta harekete dönüştü. 2013 yılında sosyal medya üzerinden #BlackLivesMatter etiketi ile yayılan hareket, Afroamerikan kökenli Trayvon Martin'i öldüren George Zimmerman'in tutuklanması ardından ilk gösterisini düzenledi.

Trayvon Martin'in vurulması, 26 Şubat 2012'de George Zimmerman'ın Florida, ABD'de 17 yaşındaki Afro-amerikalı Trayvon Martin'i vurarak öldürmesi olayıdır. George Zimmerman, Martin'in kaldığı ve vurulduğu güvenlikli sitenin mahalle bekçiliği koordinatörüydü. Olayın geçtiği 26 Şubat 2012 akşamı George Zimmerman, kendi mahallesinde gönüllü gece devriyesi görevi yapıyordu. Zimmerman, Trayvon Martin’i görünce tekin biri gibi gözükmediği ayrıca uyuşturucu aldığından şüphelendiği için polisi aradı, daha sonra aracından inerek Martin’i izlemeye başladı. İkisi arasında kavga çıktı ve Zimmerman 17 yaşındaki Martin’i silahla vurarak öldürdü. Zimmerman'ın çağırdığı polisler, Martin vurulduktan iki dakika sonra olay yerine geldi. Zimmerman gözaltına alındı, kafa travması nedeniyle tedavi edildi ve beş saat boyunca sorgulandı. Zimmerman olaydan sonra polise verdiği ifadede saldırıya uğradığını ve meşru savunma hakkını kullandığını söyledi. George Zimmerman’ı sorgulayan polis, kendisinin ifadesini doğru kabul etti ve Zimmerman’ın “meşru savunma” sonucu Martin’i vurduğu kararına vardı. Polis Zimmerman hakkında suç duyurusunda bulunmadı. Zimmerman’ın olaydan sonraki altı hafta boyunca serbestçe gezmesi, tüm Amerika’da, başta siyahlar olmak üzere, büyük tepkiye yol açtı.
Martin’in anne ve babası olayın meşru savunma olmadığını, oğullarının yalnızca siyah olduğu için öldürüldüğünü savundu. Baba Trayvon Martin, “Eğer orada dolaşan beyaz biri olsaydı durdurulmayacaktı. Yanına bile yaklaşmayacaklardı,” diye konuştu.

Florida eyaletinde görülen davada jüri, Trayvon Martin’i öldüren George Zimmerman’ı cinayetten suçsuz buldu.
Altı kadından oluşan jüri heyeti, 29 yaşındaki yarı Latin Amerika asıllı Zimmerman’ı, tüm suçlamalardan akladı. Olayda ölen Trayvon Martin’in destekçileri Zimmerman’ın Martin’i siyah olmasından dolayı hedef aldığını savunuyordu. Hem savcılık hem de savunma avukatları, tartışmalarını uzun bir süre devam ettirdi. Jüri 16 buçuk saat süren karar sürecinin ardından Zimmerman’ı suçsuz bulduğunu açıkladı.

Savcılık, Zimmerman’ın Trayvon Martin’i ırkçı temelde, yani “siyah olduğu için” tüm mahalle boyunca izlediğini, Martin’in ‘sorun yaratmaya eğilimli biri’ olduğu zannı üzerine hareket ettiğini iddia ediyordu. Tüm duruşma boyunca susma hakkını kullanan ve sözü avukatlarına bırakan Zimmerman ise, Martin’le kavgaya girince kendini savunmaya çalıştığını, Martin’in kendisinden daha güçlü olduğu için başını yere vurmaya başladığını iddia etti. 10 Haziran 2013'te cinayet suçlamasıyla yargılanmaya başlanan Zimmerman, 13 Temmuz 2013'te beraat etti.
Black Lives Matter için kurulan vakfın ve hareketin misyonu beyaz üstünlüğünü ortadan kaldırmak ve siyah topluluklara devlet ve kanunsuzlar tarafından uygulanan şiddete müdahale etmek için yerel güç oluşturmaktır. Kuruluş “Şiddet eylemleriyle mücadele ederek ve bunlara karşı koyarak, siyahların hayal gücü ve inovasyonu için alan yaratarak ve siyahların sevincini merkeze alarak, yaşamlarımızda anında iyileştirmeler kazanıyoruz.” diyerek misyonlarını belirtiyor.
KAYNAKÇA
Comments